Avukat Alper Şeref Güler’e göre, son yıllarda kira tahliye davalarının büyük bir kısmı, ev sahibinin "ihtiyacı" gerekçesiyle açılıyor. Ev sahipleri, kendi veya yakınlarının konut ihtiyacını öne sürerek kiracılarını tahliye etmek istiyor. Ancak bu davaların başarılı olabilmesi için ev sahibinin ihtiyacını somut bir şekilde ispatlaması gerekiyor. Borçlar Kanunu'nda, sadece belirli durumlarda kiracının tahliye edilebileceği belirtiliyor; bu sebepler dışında bir gerekçeyle tahliye mümkün değil.
EKONOMİK KRİZ VE KİRA ARTIŞLARI TAHİLYE TALEPLERİNİ TETİKLİYOR
Ekonomik kriz ve konut fiyatlarındaki artış, kira tahliye davalarındaki artışın temel nedenleri arasında yer alıyor. Özellikle sahil şehirlerinde ve deprem bölgelerine yakın illerde kira fiyatlarının hızla artması, ev sahiplerinin mevcut kiracılarını tahliye ederek daha yüksek bedellerle yeniden kiraya verme arayışına girmesine neden oluyor. Kiracıların gelir seviyesinin de düşmesi, bu tür anlaşmazlıkları daha da artırıyor.
BORÇLAR KANUNU'NDAKİ TAHLİYE ŞARTLARI
Kiraya verenler, kiracılarını tahliye etmek için Borçlar Kanunu’nda belirtilen belirli sebeplere dayanmak zorunda. Bu sebepler arasında, kiraya verenin veya ailesinin konut ihtiyacı, kiralanan yerin yeniden imar ve inşası, aynı kira dönemi içinde iki haklı ihtar, yeni malikin ihtiyacı, yazılı tahliye taahhütnamesi gibi durumlar yer alıyor. Bu sayılanlar dışında başka bir sebep göstererek kiracının tahliyesi talep edilemiyor.
10 YIL KURALI VE KİRACININ HAKLARI
Kiraya verenin, kira sözleşmesini sebepsiz yere feshedebilmesi için kira sözleşmesinin bitiminden itibaren 10 yıl geçmesi gerekiyor. 10 yıllık süre dolmadan, ev sahibi sebepsiz olarak kira ilişkisini sonlandıramaz. Bu nedenle, kiracıların hakları Borçlar Kanunu ile koruma altına alınmış durumda. Ev sahipleri, tahliye için gerçek ve samimi ihtiyaçlarını mahkemeye kanıtlamak zorundadır.
TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ NEDİR?
Kiracının belli bir tarihte kiralanan yeri tahliye edeceğini yazılı olarak taahhüt etmesi de bir tahliye sebebi olarak kabul ediliyor. Ancak tahliye taahhütnamesinin geçerli olabilmesi için, kiralananın tesliminden sonra verilmesi, yazılı olması, hür irade ile yapılmış olması ve kiracıların tümü tarafından imzalanmış olması gerekiyor. Yargıtay, kira sözleşmesi ile aynı tarihte imzalanan tahliye taahhütnamelerinin geçersiz sayıldığına dair içtihat geliştirmiştir.
Sonuç olarak, kiracı ve ev sahibi arasındaki tahliye süreçleri oldukça karmaşık ve yasal çerçevede sıkı kurallara tabidir. Her iki tarafın da haklarını ve yükümlülüklerini bilmesi, bu tür uyuşmazlıkların çözümünde büyük önem taşır.