Mevzuat hazretleri yine hortladı: İslam’ı seçen Ermeni kadına ‘gavur eziyeti’

Mevzuat hazretleri yine hortladı: İslam’ı seçen Ermeni kadına ‘gavur eziyeti’

Ermeni vatandaşı ve Hristiyan’ken 2014 yılında Nihat Hatipoğlu’nun programında İslam’ı seçen ve Heriknaz ismini alan Basra Dovayan, 23 yıldır yaşadığı Türkiye’den sınır dışı edilmek üzere geri kabul merkezine gönderildi.

Birçok yasal ve yapısal değişiklikle geride kaldığını düşündüğümüz mevzuat hazretleri, 23 yıldır Türkiye’de yaşayan, 2014 yılında Nihat Hatipoğlu’nun bir televizyon programında canlı yayında İslam’ı seçerek Basra Devoyan olan ismini Herkinaz olarak değiştiren 63 yaşındaki kadın için yeniden hortladı. Türk vatandaşı bir babanın kızı iken Ermenistan’da zorla evlendiren ve eşinden şiddet ve zorbalıklar görmesi üzerine Türkiye’ye gelen ve burada İslam’ı seçerek 2014 yılında Müslüman olan Herkinaz Aliyan, 2017 yılında Ermenistan’a giderek eşinden boşandı. Ermenistan mevzuatları gereği boşanma ve yeni kimlik kazanma işlemleri çok kısa bir süre içerisinde gerçekleşti.

Boşandıktan sonra da Türkiye’ye dönen ve bir Türk vatandaşıyla evli olan Herkinaz Aliyan, iki işgüzar polisin tuttuğu gerçeğe aykırı tutanakla sınır dışı ediliyor.

Konu ile ilgili GRİTV’ye açıklamalarda bulunan Herkinaz Aliyan’ın Avukatı Halil İbrahim Karabulut, müvekkilinin yüksek tansiyon, şeker hastalığı, astım, mide yarası gibi hayatını tehlikeye sokacak yoğun sağlık problemleri olduğunu bunların tamamının doktor raporlarıyla sabit olduğunu bu nedenle Geri Kabul Merkezi’nde tutulmasının hukuka aykırılıktan öte insani olarak da vicdanları yaraladığının altını çizdi.

Müvekkili Herkinaz Aliyan’ın, bir Türk vatandaşının kızı olması, 23 yıldır Türkiye’de yaşaması ve İslam’ı seçerek Müslüman olması gibi bütün özel durumların göz ardı edilse bile Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelerin bağlayıcılığına da dikkat çeken Avukat Halil İbrahim Karabulut,

“Müvekkilin, Ermenistan’da resmi olarak boşandığına ve boşandıktan sonra isim ve soyadının değiştirmesine dair resmî belgelerinin Ermenistan'da Noter aracılığıyla apostil işlemlerinin yapılarak ‘Apostille Convention De La Haye Du 5 Octobre 1961’ başlığıyla ilgili belgeler resmi kuruluşlarla Türkçe tasdiki yapılarak hazırlanmıştır.

‘Yabancı Resmî Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılmasına Dair 5 Ekim 1961 tarihli Lahey Sözleşmesi’ 16 Eylül 1984 tarihli ve 18517 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak ülkemiz açısından 29 Eylül 1985 tarihinde yürürlüğü girmiştir.

Anlattığım bu sözleşmede Ülkemizin ve Ermenistan devletinin sözleşmeye taraf olması sebebiyle ilgili belgelerinin geçerli olduğu açıktır. Tüm bu sebeplerle müvekkilin resmî belgenin hazırlanmasında yalan beyanda bulunmadığı, hakkında verilen kararlarının konusuz kalması sebebiyle ivedilikle idari gözetim kararının kaldırılması gerekmektedir.”

dedi.

Müvekkili Herkinaz Aliyan’ın hastane raporlarıyla sabit olan hastalıklarından dolayı sık sık ataklar geçirdiğine de dikkat çeken Avukat Karabulut,

“Müvekkil 63 yaşındadır. Müvekkilin Türkiye'deki hastanelerdeki raporlarında da mevcut olan; Yüksek Tansiyon, Şeker hastalığı, Astım, Mide Yarası gibi hayatını tehlikeye sokacak yoğun sağlık problemleri mevcuttur. Düzenli olarak DOKTOR gözetiminde kullanması gereken ilaçları vardır. Müvekkil ani ataklar geçirmektedir. Belli aralıklarla solunum cihazı kullanması gerekmektedir. Geri Gönderme Merkezlerinin hijyensiz ve yoğun olması sebebiyle bulaşıcı hastalıklara yakalanma ve hayati tehlikesinin riske gireceği durumu mevcuttur. Kararı veren idarenin müvekkilin hastalıkları ve tedavisinin olduğunu beyan etmesi üzerine idarece beyanlarına itibar edilmemiş ve göz ardı edilmiştir. Müvekkilin mevcut olan hastalıkları E-Nabız uygulamasında da görülebilecektir. İşbu sebeplerle müvekkil hakkında verilen idari gözetim kararının, müvekkilin ciddi sağlık sorunları olmasının ve yaşının ilerlemiş olması gibi durumları göz ardı edilerek verilen karar hukuka aykırıdır.”

ifadelerini kullandı.

İKAMET İZNİ BİLE VAR

Ermine vatandaşı bir hristiyanken İslam’ı seçerek Müslüman olan Herkinaz Aliyan’ın Türkiye’de oturma izni bulunduğunu buna rağmen iki polis memurunun, resmi belgeleri göz ardı ederek müvekkilinin yalan beyanda bulunduğu gerekçesiyle tuttuğu tutanağın hukuksuz olduğunu, müvekkilinin 17 gündür gözaltında tutulduğunu, bu yönde hukuk mücadelesini sürdürdüklerini ancak Herkinaz Aliyan ile ilgili yaşadığı sağlık problemlerinden dolayı ivedi bir karar verilmesi gerektiğini dile getiren Avukat Halil İbrahim Karabulut açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Müvekkil Türkiye'ye yasal olarak giriş yapmıştır. İkamet iznine sahiptir. Yaklaşık olarak 23 yıldır Türkiye'de bulunan müvekkil, kısa dönem ikamet izni ve çalışma izni ikamet türleri ile yıllarca yasal olarak ikamet etmiştir. Müvekkilin babası Türk vatandaşıdır. Ermenistan'da doğan müvekkil erken yaşlarda zorla evlendirilmiştir. Müvekkil evliliği devam ederken kocası tarafından maruz kaldığı zorbalıklara karşı Babasının (Ahmet Aliyan) vatandaşı olduğu ülkemize gelmiştir. Akabinde çalışma izni alarak Türkiye'de yıllarca çalışmıştır. Daha sonra kocasından boşanmak üzere 2017-2018 tarihleri arasında Ermenistan'a dönmüştür. Müvekkilin o yıllardaki adı ve soyadı Basra Davoyan'dır. Boşandıktan sonra müvekkil babasının soyadını alarak ve göbek adı olan Heriknaz ismini de alarak Türkiye'ye gelmiş ve defalarca Türkiye'de çeşitli ikametlerle yasal olarak kalmıştır. Müvekkil Hristiyan dinine mensupken Türkiye’de yaşadığı süreçte örf ve kültürlerimizi benimseyerek Nihat Hatipoğlu’nun tv programında da Müslüman olmuştur. Müvekkil Akabinde imam nikahıyla Türk vatandaşıyla evlenmiştir.

Müvekkil hakkında 6458 sayılı kanunun 54. Maddesinin 1. Fıkrasının d- Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar bendi gereğince hakkında idari gözetim kararı tesis edilmiştir. Kolluk tarafından tutulan tutanaklar neticesinde varsayıma dayanılarak müvekkilin resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan hakkında emniyette işlem yapılarak tutanaklara bağlanmış ardından Silivri Geri Gönderme Merkezine getirilerek idari gözetim altına alınmıştır. Daha sonrasında Kocaeli Geri Gönderme Merkezine sevk edilmiştir.

Müvekkilimizin resmi evrakta yalan beyanda bulunmadığı, bu sebeple hakkında idari gözetim kararı verilmesi de mümkün olmamakla birlikte hukuka aykırı olduğu kanısındayız.

Bahse konu olay ile ilgili müvekkil 9 Nisan 2017 tarihinde boşanmasından önceki adı ve soyadıyla Türkiye'de Hopa Sarp Gümrük kapısında ve İstanbul Göç İdaresi müdürlüğünce parmak izi alınmış. Daha sonrasında müvekkil 2017 yılında Ermenistan'a dönerek boşanmıştır. Boşandıktan sonra Türk vatandaşı olan babasının soyadını alarak ismini de değiştirmiştir. Türkiye'ye dönerken adını ve soyadını değiştirdiğine dair Ermenistan'dan resmî kurumlardan aldığı pasaportuyla yasal olarak giriş yapmış akabinde 2017 yılından bu yana çeşitli kurumlarda da parmak izi alınmıştır. APFİS sistemindeki on parmak izi sorgusunda; boşanmasından önceki adı olan Basra Davoyan ismindeki parmak izine rastlanılmıştır. Müvekkile bu sebeplerle tutanak tutulmuştur. Kolluk ilgili olay hakkında müvekkilin ifadesini almıştır. Müvekkil kolluğa resmi olarak Ermenistan'da boşandıktan sonra adını ve soyadını değiştirdiğini, boşandığına dair evrakları sunmasına ve bu yönde beyanda bulunmasına rağmen beyanlarına itibar edilmemiş resmi evrakta yalan beyanda bulunduğu gibi tutanak tutulmuş, tabiri caizse yargısız infaz yapılmıştır.

Müvekkil hakkında polis tarafından tutulan tutanaklar eksik ve gerekli araştırma yapılmadan tutulmuştur. Müvekkil 2017'den bu yana çeşitli kurumlarda parmak izi alınmıştır hatta yaklaşık 6 yıldır düzenli olarak ikamet izni de almıştır.”

Kaynak:GriTV

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum