Prof. Dr. Naci Görür riskli yerleri sayarak uyardı!

Prof. Dr. Naci Görür, Hürriyet'e yaptığı açıklamalarda yerel yönetimlerin deprem konusunda alması gereken önlemler üzerine sert eleştirilerde bulundu.

"PARA YOK" MAZERETİ KABUL EDİLEMEZ

Görür, yerel seçimler öncesinde sık sık görüştüğü belediye yetkililerine seslendi ve şu ifadeleri kullandı:

"Çoğunda aynı laf: 'Yapacağım ama para yok!' Ya olsun. Paramız olmasa bile bu bizim derdimiz olur. Derdimiz olursa devlet de bu işin peşine düşer. Son günlerde içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntıları gidermek adına hem iktidar hem muhalefetin dilinde aynı söz var: 'Tasarruf.' Bu kapsamda bir kararname yayımlandı. Ancak depremle alakalı yapılması gereken birçok iş maalesef tasarrufa takılıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Diğer tüm konularda tutumlu olabilirsin ama depremden tasarruf olmaz! Yüzbinlerce insanı topun ağzına koyamazsın. Öteki türlüsü özür dilerim ama vitrine oynamak… Ha o partinin belediye başkanı ha bu partinin… Fark etmez! Demek, bu siyasetçilerin hepsi aynı…"

OLASI İSTANBUL DEPREMİ VE RİSKLER

Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye'nin aktif fay hatlarıyla örülü bir ülke olduğunu ve Marmara Denizi altında da canlı fay hatlarının bulunduğunu belirtti. Bu fay hatlarının harekete geçmesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Görür, şunları ekledi:

"Marmara Denizi altında canlı fay var ve bu illa harekete geçecek. Buradaki mesele, deprem kaç büyüklüğünde olacak? 7 ve altında olursa nispeten daha az zarar olur. Ancak İstanbul, nüfusu 20 milyona dayanmış, gecekondu mantığı ile inşa edilmiş bu hali ile 7 ve üzeri bir depreme yakalanırsa, kıyamet olur… Acılarımız büyük olur."

DEPREMİN YERİ VE ZEMİNİN ÖNEMİ

Görür, olası bir İstanbul depreminde zeminin önemine dikkat çekti ve şu bilgileri paylaştı:

"Adaların güneyindeki fay kırılırsa ağırlıklı olarak Anadolu Yakası, Kumburgaz fayı kırılırsa ağırlıklı olarak Avrupa Yakası etkilenir. Zemin nasıl? Avrupa yakasında zemin genellikle kötü, Anadolu yakasında ise göreceli iyidir. Depremin merkez üssü neresi? Marmara kıyısında, denize 10-15 km yakın bir mesafedeysen kıyametin içindesin demektir."

YAPI KALİTESİ VE HAZIRLIK

Deprem sırasında yapıların dayanıklılığının hayati öneme sahip olduğunu belirten Görür, şunları söyledi:

"En önemli nokta yapının durumu nedir? En kötü noktada otursan bile eğer yönetmeliğe uygun, kaçağı olmayan, iyi bir mühendislik hizmeti alınarak yani demiri, betonu açısından kaliteden taviz verilmeden yapılmış bir binada yaşıyorsan o evden sağ çıkma olasılığın çok yüksek. Bunda anlamayacak bir şey yok değil mi? Bence yok ama anlamak istemeyen çok!"

DİRENÇLİ YERLEŞİMLER VE VATANDAŞ SORUMLULUĞU

Her an her yerde olabilecek bir depremi az hasar veya hasarsız atlatmanın ancak dirençli yerleşimler kurulması ile mümkün olduğunu vurgulayan Görür, vatandaşların da aktif rol alması gerektiğini belirtti:

"Diyelim ki 'Ama komşular yanaşmıyor…' O zaman sesini çıkaracaksın, mahkemeye gideceksin, devletten, belediyelerden, yetkililerden hesap soracaksın. Yapmıyor mu? Oy vermeyeceksin… Ölmek istemiyorsan durum bu!"