İmkansızı başardı: 34 yıldır devam ediyor

23 Nisan 1990’da dünyaya gelen Kadriye Demir, doğduğunda doktorlar tarafından yarım kalple doğduğu ve uzun süre yaşamasının mümkün olmadığı söylenmişti. Kadriye’nin kalbinde yalnızca tek bir karıncık ve tek bir kulakçık bulunuyordu. Bu durum, tüm kan dolaşımının bu tek karıncık ve kulakçık tarafından taşınmasını gerektiriyordu. Bu nadir durum, Kadriye’nin hayatı boyunca sağlık sorunları yaşamasına neden oldu.

HASTALIĞA KARŞI BAŞARILAR

Kadriye, 6 yaşında ilk kalp ameliyatını geçirdi ve bu ameliyat, onun gelişimini ve yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirdi. İlk ameliyatın ardından konuşabilmeye, yürüyebilmeye ve normal gelişimini tamamlamaya başladı. Ancak, sağlık sorunları bu kadarla sınırlı kalmadı; iki ek kalp ameliyatı daha geçirdi ve bu süreçte normal bir çocukluk yaşaması imkânsız hale geldi.

EĞİTİMDE KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR

Kadriye’nin hastalığı nedeniyle eğitimi de büyük zorluklar içeriyordu. Okul çağında ailesi onu okula götürüp getirdi ve merdivenleri dahi çıkmakta zorlandığı için öğretmenler evine gelerek eğitimine destek oldular. Tüm bu zorluklara rağmen Kadriye, azmi ve ailesinin desteğiyle eğitimini tamamladı.

İMKANSIZ OLAN BAŞARIYLA AŞILDI

Son aylarda Kadriye’nin sağlık durumunda yeni bir dönüm noktası yaşandı. Kalbinin olağan dışı anatomisi nedeniyle, ritim bozukluğu tedavisi için bir doktor tarafından gerçekleştirilen radyofrekans ablasyon işlemi, büyük bir başarıyla sonuçlandı. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Abdülkadir Uslu, Kadriye’nin kalp anatomisinin tamamen farklı olduğunu belirterek, bu tür nadir vakalara yönelik yapılan ablasyonun tıp literatüründe çok nadir olduğunu ve bu nedenle tedavi sürecinin büyük bir başarı olduğunu ifade etti.

AİLENİN MÜCADELESİ VE KADRIYE’NİN GÖRÜŞLERİ

Kadriye’nin babası Mustafa Demir, kızının sağlık sorunlarıyla mücadele ederken yaşadıkları zorlukları şu şekilde anlattı: “Kadriye doğduğunda kalp hastası olduğu söylenmişti. İlk ameliyatını 1996’da geçirdi, ardından iki kez daha ameliyat oldu. Tedavi süreci çok zorlu geçti, birçok hastane gezdik ve birçok doktor ile görüştük. Ancak, sonunda bu zorlu sürecin üstesinden gelmeyi başardık.”

Kadriye Demir ise yaşadığı zorluklara rağmen hayata karşı pozitif bir tutum sergiliyor. Polis olmayı çok istediğini ancak sağlık sorunları nedeniyle bu hayalini gerçekleştiremediğini belirtiyor. Yine de, babasının desteği ve hayatındaki pozitif değişimler sayesinde kendisini mutlu ve güçlü hissettiğini ifade ediyor: “Kalbim yarım ama süper bir prenses gibi hissediyorum.”

Kadriye Demir’in hikayesi, tıbbın sınırlarını zorlayan, azim ve ailenin desteğinin büyük bir başarıya dönüştüğü bir yaşam öyküsü olarak ön planda duruyor.