Ama devletçi olamaz.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yaşandığı bölgede, Şanlıurfa'da söyledi bu sözü.
Geçmişte bizimle beraber olanların şimdi başka yerlerde olmaları kendi tercihleridir. Dedi.
Sözün bir muhatabı da Yeniden Refah Partisi idi.
Daha 9 ay evvel ittifakta yer alan bir partinin,bu kadar basit sözde gerekçelerle Cumhur İttifakında yer almayacağını söylemesi hakikaten büyük bir hata olmuştur. Bazı hususları, an be an çözmek asla mümkün değildir. Siyaseten, fikren, zikren tam karşısında olsanız bile, bunu fiiliyata dökmek öyle kolay değildir.
Geçmişte Rahmetli Erbakan Hocamız her konuşmasında;
" Biz iktidara geldiğimizin ertesi günü bütün faizleri kaldıracağız, IMF ye olan borçların faizlerini ödemeyeceğiz. İster tek başına, İster koalisyon halinde olsun, geldiğimiz gün bunu yapacağız..." derdi.
Ne genelevler kapatıldı, ne faizler kaldırıldı ne Ayasofya açıldı. Adım bile atılmadı. Bunları Rahmetli Erbakan Hocamız'ın yapamamış olması, O'nun söyleminin başka, eyleminin başka olduğu anlamına asla gelmez. O'nun fikirleri mutlak yapılması gereken fiiller idi. Ancak Kendisi de çok iyi biliyordu gelir gelmez yapamayacağını. Fakat O bu söylem ile, asıl amacını açıkça beyan ediyordu.
Bugün de bazı konularda aynı durum söz konusudur. Toplumun geldiği nokta her yönü ile ele alınmadan, salt slogan üzerinden " hani nerde" demek, Devlet yönetmeyi, hele hele bir tarafta ahlakî çöküntünün zirve yaptığı batının olduğu, öbür tarafta hala teknolojik, siyasi ve kültürel olarak 19 ncu yüzyıl devrini tamamlayamamış bir doğunun tam ortasındaki bir ülke için bunu hemen yapmak asla mümkün değildir.
Demek oluyor ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bugün gelmiş olduğu nokta, maddi pazarlığa kapalı olan Cumhur İttifakı ruhu Yeniden Refah Partisi tarafından tam olarak anlaşılmamıştır.
Kadim tarihi sebebi ile üzerine aldığı misyon,
İslam Coğrafyasındaki doğal ve vazgeçilmez Lider Ülke pozisyon,
Doğu ile batının tam ortasında bulunmasının verdiği görevler,
Bulunduğu coğrafyada İslam'ın kendi içinde barındırdığı birçok farklı görüş ayrılıkları,
Dünyanın iki süper gücü, ABD ve Rusya'nın hedefindeki Ortadoğu'nun kilit ülke olması,
Milyonlarca km2 lik toprağa sahip Türki Cumhuriyetlerinin lideri olma misyonu,
Hristiyan ve Yahudilerin tarihe dayalı Türkiye üzerindeki değişmez ham hayalleri,
Kan, gözyaşı, insan hakları ihlallerinin hiç dinmediği Ortadoğu ve Güney Asya'yayla tarihi bağların ve komşuluktan gelen sorumlulukları,
Bu sorumlulukların yanı sıra devamlı tehdit altında olduğu gerçeği..
Demek ki Türkiye Cumhuriyeti'nin durumu, pozisyonu, %95 i Müslüman olan Milletin değerleri, 2 milyara yaklaşan İslam Aleminin beklentileri, Yeniden Refah Partisi için, teşkilatlarının isteğinden daha değersiz görülmüş olmalı ki ittifaka girmeye gerek görmemiş.
Tam da bu dönemde, Türkiye'de velev ki yerel seçim değil de kısmî yerel seçim bile olsa, 22 yıllık bir mücadeleyi bugünlere getiren, batı ve ABD başta olmak üzere siyonizmin baş hedefi bir Türkiye'de iktidarın zayıflamasını kim istemez ki? Yeniden Refah yerel seçimlerde iktidar olamayacağına, tek başına seçime girse bile, bunun kendine zerrece bir fayda sağlamayacağını bilmediğini zannetmeyiz. O halde amaç nedir?
Genel Merkez binasına girerken gözleri dolu halde "Baba Ocağı" diyen Recep Tayyip Erdoğan, ittifaka girilmeyerek ezeli rakiplerin değirmenine şu taşınacak olan Kandil Partisi, onun değişmez savunucusu CHP den daha mı değersizdir?
Saflar eğer bugün sık tutulmayacak ise ne zaman tutulacaktır?
Yeniden Refah'a geçenler felaha ermiş, kalanlar hala erememiş mantığı ile nereye kadar gidilecektir?

Evet.
Recep Tayyip Erdoğan tarihe muazzam bir söz daha bırakmıştır ;
Herkes siyasetçi olabilir ama, Devletçi olamaz..
#SöylerimGeçerim