SAYIN EFKAN ÂLÂ ;

İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez..

Zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez !

"Seçimler için elimizden geleni yaptık. Biz burada sürekli oturmayacağız. Burada oluruz, olmayız. Bayrak yarışı olarak görüyoruz. Seçim sonuçlarında ekonomi de etkili oldu. Ama 5-6 alanda reform yapsaydık, daha farklı bir sonuç alırdık. Önümüzdeki süreçle ilgili 10 ayrı başlıkta reform yapacağız. Bunların her biri AK Parti’ye bir puan getirse 10 puan eder. Biz nasıl ki geçmişte bu adımları attık ve seçim kazandık, yine atarız, yine kazanırız.."

AK Parti Genel Başkan Vekilimiz Sayın Efkan Ala,'nın eleştirilere cevabı bu.

▪︎▪︎

O kadar çok çalıştık ki, imanımız gevredi ama olmadı.

Recep Tayyip Erdoğan'ı aşamadık, ikna edemedik. O yine bildiğini yaptı.

5-6 alanda REFORM yapmadı.

Eğer Recep Tayyip Erdoğan'ı10 alanda reform yapmaya ikna edersek, birer puandan 10 puanı kaparız..

Dediği bu...

Efkan Âlâ kendini yormadan "Recep Tayyip Erdoğan ile bu kadar" deseydi daha iyi anlaşılmış olurdu herhalde.

Dağdan gelen bağcıyı dövüyor mu desek?

Efkan Bey'e;

Benim yerime bu Partiyi, ilkelerinden,

düsturundan,

çizgisinden,

Milletinden,

değerlerinden koparmadan temsil et diyen Recep Tayyip Erdoğan değil mi?

Peki bu şikayet ve mızmızlanma neyin nesi?

Kızılcahamam'da mevcut teşkilat erkleri oturmuş kendi arasında, bu krizi nasıl yumuşatıp da gaz alırızdan hareketle, 31 Mart'taki mağlubiyetin faturasını kesmiş belli ki.

Efkan Bey 19 Haziran 2023 te oturdu koltuğa. Teşkilatlara seçime nasıl girecekleri, hangi kriterleri göz önünde bulunduracakları, aday belirlerken ya da adaylık teklifinde bulunurken, hangi kıstaslara göre hareket edecekleri, seçim süreci boyunca hangi isimlerden, hangi kanaat veya bölgesel etkinliği olan insanlardan faydalanacağı, geçmiş veya başka siyasi oluşum içinde olan ya da olmayan, bu davaya emek veren ya da aynı çizgide olan kişi, dernek vakıflarla ne şekilde çalışma yapılması gerektiğini bildiren bir manifesto, deklarasyon veya memorandum yayınladı mı?

Teşkilat ve Seçim İşleri Başkanlarından, seçim strateji ve planları ile ilgili brifing, dosya aldı mı?

Mevcut yapıyı tertemiz yapmanın bir gayreti sözkonusu ise;

"İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez..

Zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez" demekten başka cümle bulamayız.

▪︎▪︎

Yerelde şu kanaat malesef hep başımıza bela olmaya devam etmektedir;

Siz rahat olun, kimin ne yaptığından, ettiğinden, ne olduğundan, hasılı herşeyden Reis'in kesinlikle haberi var.

Reis'in haberi varsa, bize de eyvallah demek düşer...

▪︎▪︎

Yani deniyor ki;

(Herşeyden haberdar olan)

Sayın Cumhurbaşkanımız Bodrum'da alkollü Parti toplantısını,

AK Parti bayraklarının asılmadığını, Kendi resminin asılmadığını biliyordu.

MKYK üyesi Yelda Erol Gökcan,

Milletvekili Kadem Metenin,

40 yıldır en yakınında bulunan, 15 Temmuz gecesi birkaç cesurdan biri olan, Danışmanlığını, 3 dönem de milletvekili yaptığı Mehmet Metiner'in, Aydın Ayaydın tarafından seçim çalışmalarına katılmasını istemediğinden,

"birinci sıraya yazılacak olan meclis üyesinin AK Parti'ye üye olmama şartından,

AK Parti'ye gönül vermiş nice nice insanların Partiden içeri dahi sokulmadığından,

Aday olamadığı için gece gündüz AK Parti aleyhine çalışan, oy dahi vermeyen, ancak kendi ikbali uğruna gece gündüz aynı seküler yaşamı benimseyen Büyükşehir adayının yanından ayrılmayan adamdan,

Hatta bu adamın Sayın Baldızının, her ne hikmetse, CHP li belediye başkanı tarafından Müdire yapıldığından,

5 koca yıl boyunca telefonlara dahi çıkmayan İl Teşkilatı başta olmak üzere, ilçe teşkilatlarından haberi var.

Peki bu kadar rezalet yaşanırken başta İl başkanı,yönetimler, il sorumlusu İbrahim Aydın, Murat Baybatur nerelerde? İlçe sorumluları ne iş yapıyordu? İş takibi falan mı? Bodrum ilçe koordinatörü diye atanan Fahri ne yapıyordu mesela? Hiç seçim çalışmasına katıldı mı bu arkadaş mesela? Yoksa seçilen CHP li meclis üyesine çiçek falan mı gönderiyordu?

Kimlerin ikbali, kimilerinin ikbali diye bir cümle kursak, anlayabilen olur mu dersiniz??

▪︎▪︎

Başarısız oldum. Affımı istiyorum diyen Rize İl Başkanımız ne kötü bir örnek değil mi? Keşke bunu sosyal medyadan yapmasaydı. Kendi aranızda hal ederdiniz zaten..!

▪︎▪︎

O halde biz niye teşkilatları eleştiriyoruz ki?

O halde biz niye Aydın Ayaydın gibi seküler yaşayan, Muhafazakar bir geleneğe asla uymayan, figürlere itiraz ediyoruz ki?

O halde biz neden İl, ilçe başkanlarının başarısızlığın sebebi olduğunu söylüyoruz ki?

Demek ki İl, ilçe başkanları, yönetim kadroları Sayın Cumhurbaşkanımız'dan aldıkları talimatla telefonlara çıkmamış.

AK Parti bayrakları Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ile asılmamış.

Milletvekillerini, Partinin ileri gelenlerini, eski belediye başkan adaylarını, hatta eski il ve ilçe başkanlarını sakın sahaya sokmayın diye emri Sayın Cumhurbaşkanımız vermiş.

Aydın Ayaydın gibi düşüncesi, fikri, yaşam tarzı AK Parti ile direkt veya dolaylı olarak uymayan birinin, Cumhurbaşkanımızın hususi tasvibi mi yoksa, Sayın Cumhurbaşkanımıza bu isim için sunulan hususi veriler neticesinde verdiği bir karar mı olduğunu, bir de buna otel açılışını yaptıran, yıllardan beri aynı masalarda oturan, üstelik bu oturanların bir de koskoca Partinin İl disiplin kurulu başkanı olduğu da eklendiğinde...

▪︎▪︎

Atılan bombanın diğer versiyonu ; Cumhurbaşkanımız vefalıdır. Ayaydın'a vefa borcu varmış.....

Neymiş o vefa borcu ; Diploması var demiş. Güldürmeyin. Sayın Cumhurbaşkanımızın diplomasının olup olmadığını Ayaydın mı tasdik ediyor? Neden aday yaptı diyenlerin verdiği arsız cevap işte bu. Haberiniz vardır değil mi?

▪︎▪︎

Seçmeye en müsait hale getirmek.

Seçilmeye en uzak olanı bularak mı?

Sayın Genel Başkan Vekilimiz Efkan Âlâ, seçimde kaybettiği halde, üst düzey görevli bürokratların hala sekülerist Aydın Ayaydın'ın tehditlerine maruz kaldığından haberdar öyle değil mi?

Hani Kürt Kökenli seçmenin ve CHP den oy alacaktı? Bu yalanı kim uydurdu da Sayın Cumhurbaşkanımıza ikna etti çıksın ortaya..

Ayaydın'ın kendi elleri ile "KAZANMA ŞARTIM" dercesine, Sayın Cumhurbaşkanımıza götürdüğü Bodrum Adayı Mehmet Tosun'un, daha Külliyeden çıkar çıkmaz, koştura koştura Sözcü Gazetesini, kıymetli dostum dediği Saygı Öztürk ile Deniz Zeyreke gitmesinden de haberdar olduğunu açıkça söyleyebiliriz.

Peki ya Aydın Ayaydın'ın, olmazsa olmazı Mehmet Tosun'u, seçim biter bitmez

"KAZANMA SEBEBİ" halinden "KAYBETME SEBEBİ" ne evimesine ne demeli?

Kural Şu ;

Yorgan gitti, kavga başladı.

Mehmet Tosun ile, birinci sıraya "AK Partiye üye olmamak kaydı ile" yazılan kişinin, birlikte oturup, belediye başkanlığı ve Meclis üyeliğinde Mehmet Tosun ve Cumhur İttifakı meclis üyeleri, Büyükşehir de ise, CHP adayı Ahmet Aras'ın destekleyeceği konusunda anlaştıklarına ne demeli? Üstelik bunu da Ayaydın'ın her yerde açıkça söylemesi?

Aynı pazarlık, Ayaydın'ın olmazsa olmazı olarak gördüğü, lakin bir türlü aday olmasını sağlanamadığı, hakkında yüzlerce haberin dolaştığı, yine Ayaydın'ın RİCA sı ile apar topar Tarım İl Müdürlüğüne getirilen Barış Saylak ile Fevzi Topuz arasında da yapılmış olabilir mi? Seçimden hemen sonra Barış Saylakın Sayın Baldızı CHP li Milas Belediyesinde müdür yapıldıysa, neden olmasındı ki?

Anlatıyoruz da zaten bunların hepsinden Sayın Cumhurbaşkanımızın haberinin olduğunu unutuyoruz işte.!

Öyle diyorlar çünkü ; Reisini uçan kuştan bile haberi var diyorlar.

Reisin varsa Sayın Âlâ'nın, Sayın Erkan Kandemir'in hatta Sayın Ali İhsan Yavuz'un da mutlaka haberi vardır mı diyelim ?

▪︎▪︎

Kim nerede ne şekilde anket yaptırdı elbette bilemeyiz. Çünkü kimse söylemiyor. Bana anketçiler geldi, anket için aradılar diyen bir kişiye rastlamadım bugüne kadar.

Seçimi kaybettik Sayın Genel Başkan Vekilim.

5-6 reform için değil, hantallaşmış,

lordlaşmış,

etraflarına çelikten duvarlar örerek süperlüx bir derebeylik kurmuş, kibir deryası teşkilatlar, onların ve her daim sözleri Hadisi Kutsi sayılan işbilmez,

teşkilatla,

dava ile alakası olmayanların yönlendirmeleri ile kaybettik.

Daha ne anlatalım ki size?

Dinlemeyeceğinize yüzde yüz eminiz zaten...

Olan bir dahaki seçime olur.

Ha o zaman siz olmazsınız ama...

Bütün bunlar olurken, Sizin görev verdiğiniz koordinatör dedikleriniz raporlar yazıp size ulaştırmadıysa..

İl başkanı, ilçe başkanları bunlara göz yumduysa...

Hiç kusura bakmayın da biz size ; Pardon Siz Neredesiniz demeyelim mi?

Ha. Şunu da demek sizlerin, yani AK Parti'yi seçim kaybettiren makam sahipleri olarak " bizim artık size ihtiyacımız yok, yeni dönem AK Partide sekülerizm baş tacı olacak, siz de Ayasofya ile sevinin. Bi zahmet karışmayın, isteseniz gidebilirsiniz, biz sizin yerinize gelecek %20yi her şekilde buluruz" diyorsanız, bunu da anlarız.

Anlarız Sayın Âlâ.. Lakin siz gidin deseniz bile AK Parti'den gönderseniz bile, Recep Tayyip Erdoğan'dan asla vazgeçmeyiz.

#SöylerimGeçerim