Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir Hukuk Devletidir.
Kişi hak ve hürriyetleri Devletin garantisi altındadır.
Kim nerede yaşıyor olursa olsun, hangi ırk, Din, mezhep veya görüşe sahip olursa olsun, Anayasa'da açıkça belirtilen kurallar çerçevesinde, kimsenin başta giyim kuşam olmak üzere yaşam tarzına HİÇBİR ŞEKİLDE müdahele edilmez, edilemez.
Bu, Devlet Emri'dir.
Beğenmek veya eleştirmek başka birşey, müdahele etmek bambaşka birşeydir.
Ancak bu kesin hükme rağmen yıllarca insanlar inançlarını bihakkın yaşayamadılar. Devlet dairelerinde sakal bırakamadılar. Başörtülü bir şekilde çalışamadılar. En temel hak olan okullara bile giremediler. İnançlarından dolayı örttükleri başlarını açmaları için İKNA ODALARI kuruldu. Devletin verdiği iftara gelenler hedef gösterildi. Eşinin Başı kapalı birinden Cumhurbaşkanı olmaz diye kampanyalar yaptılar. Adına da Cumhuriyet Mitingleri dediler. İnsanların kıyafetleri ile alay ettiler. Baş örtüsünü Sümerlerdeki kadınlara bile benzettiler.
Bunların hepsini Anayasa'mızın "KİŞİ HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ"ne verdiği garantiye rağmen yaptılar.
Üniversitelerdeki İKNA ODALARI'nın mucidi Nur Serter 23 ve 24 ncü dönemlerde CHP ' den milletvekili oldu. Anayasa'ya bağlı kalacağına yemin etti.
Aydın Ayaydın.
Milletvekili olduğu 2014 yılında, Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan hakkında defalarca "RÜŞVET, KAYIRMA, KOLLAMA,GİZLEME, YOLSUZLUK.." konularında Meclis Soruşturması açılması için Önerge vermiş biri...
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğunu söyledi. Aydın Ayaydın CHP de iki dönem milletvekilliği yaptı. Hem de Anayasa'ya bağlı kalacağına yemin eden, fakat insanların inançları gereği başlarını örtmelerini istemeyen, İKNA ODASI mucidi Nur Serter ile birlikte aynı dönemde.
Aydın Ayaydın Büyükşehir adayı olması ile birlikte kendi resmi hesabından 'Nasıl Bir Başkan' olacağını deklare etti;
Herkesin abisi olacağını, herkesi kucaklayacağını, ön yargılı davranmayacağını, liyakata önem vererek, işini doğru yapan herkes ile çalışacağını.... belirtti.
Muğla gibi kozmopolitik bir yerde hakikaten önemli sözler bunlar. Kırmak, dökmek yok diyor yani.
Ama..
Bir cümle var ki akıllara zarar.
Ayaydın aynı açıklamada;
"BENİM OLDUĞUM YERDE YAŞAM TARZINA MÜDAHELE OLMAZ." diye de eklemiş...
Bugüne kadar, REFAHYOL dönemi dahil, AK Parti döneminde, hiçbir zaman yaşam tarzına müdahele edilmemiştir.
Ne demek benim olduğum yerde?
Sizin olmadığınız hangi yerde yaşam tarzına müdahele edildi ki?
Antalya AK Parti'de iken kimin yaşam tarzına müdahele edildi?

Muğla'da tam 7 tane Cumhur İttifakı Belediyesi 5 yıldan beri nerede yaşam tarzına müdahele etti? En güzel sayfiye yerlerinden biri olan Akyaka'da, AK Parti'li Ula Belediyesi, muhteşem bir sahil bandı olan Sarıgerme'de Ortaca Belediyesi denize bikini ile girmeyi yasak mı etti?
Konya'da, Kayseri'de kimin giyim veya yaşam tarzından dolayı AK Parti'li Belediyeler "İKNA ODASI" kurdu?
Ama CHP 'li Bodrum'da 2006'larda, Kale Camiinde cübbeli, sarıklıların Namaz kalmalarına izin verdi diye işgüzar kamu yöneticileri, muteber ELİT'lerin emrine uyarak, neredeyse Cami İmamını görevden almaya kadar ileri gitti...
Bu gibi söylemler, AK Parti siyasetine yapılabilecek en büyük hakarettir.
Bu, Recep Tayyip Erdoğan'ın 21 yıldan beri güttüğü siyaseti yok saymaktır.
Bu, kendinizi Anayasa'nın da üstünde görmektir.
Bu, kendisini Recep Tayyip Erdoğan'ın üstünde görmek değilse nedir?
Ben varsam yaşam tarzınız garanti....!
Yok.
Siz hiçbir şekilde garantör olamazsınız. Keşke geçmişte olsaydınız. Keşke aynı sıralarda oturduğunuz Nur Serter, İKNA ODALARI kurarken, o üniversitelerin kapısına giderek, baş örtülülere garantör olsaydınız.
Her ne sebep ile olursa olsun, hangi bahane ile olursa olsun, hiç kimse Cumhurbaşkanı ve intisap ettiği Parti'yi aşarak şahsını ön plana ÇIKARAMAZ.
Elbette bu kadar elim bir açıklamadan Sayın Cumhurbaşkanımızın bilgisi yoktur. Zira ne İl Başkanı, ne Milletvekilleri, ne de Koordinatör Vekil, bu kadar açık bir hatayı RAPOR edemezler.
Biz, bu davaya ve Liderimize olan, hiçbir makam, mevki, beklenti, torpil, rant, irad, iş takibi, komisyonculuk... olmadan, açıkça beyan etmekle mükellefiz.
Böyle bir seçim söylemini yapsa yapsa ancak Recep Tayyip Erdoğan muhalifleri yapabilir.
Anayasa'mızın Amir hükümleri ortada dururken, "Ben varsam yaşama şekline müdahele edilemez" gibi sözleri son derece yanlıştır. Hiç kimse kendisini Anayasa'mızın üstünde görme, Anayasa'mızın verdiği yetkilerden de öte görme hakkına sahip olmamalıdır.
Bu kadar açık hatayı göremeyen, gördükleri halde tahsis ettirmeyen, Genel Merkez'e bildirmeyen, İl Yöneticilerinin de Ayaydın kadar kusurlu olduğu su götürmez bir durumdur.
Muğla malesef dar alanda yapılan kısır, şahsa münhasır siyasi hatalara kurban edilmek üzeredir.
Davası uğruna baş koyduğumuz Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ın Muğla'mız için bir kere daha düşüneceğine inancımız hala tamdır.
Bilgilerinize Sunulur.
@rterdogan
@akparti
@erkankandemir

#SöylerimGeçerim